Davacı Şirket Ortağı Ve Müdürü Olan Şahıs Hakkında Pkk Terör Örgütü Adına Zorla Çek Ve Senet İmzalattırılarak Örgüte Maddi Destek Sağlamak Suçundan 1996 Tarihinde Yapılan Tahkikat, Şahsın İfadesi Ve Yapılan Aramalar Sonucu Elde Edilen Delillerin De Terör Örgütüyle İltisak Yahut İrtibatlı Olup Olmadığı Noktasında Değerlendirilmesi Gerektiği Hakkında Danıştay Kararı

Eklenme Tarihi: 11/04/2020 - Kategori: Yargı Kararları

Danıştay 13. Dairesi - 2018/3258 E. - 2019/906 K.
- Terör örgütleriyle irtibat yahut bunlarla iltisak
- Sözleşmeden önceki yasak fiil ve davranışlar

Özet
Davacı şirket ortağı ve müdürü olan şahıs hakkında PKK terör örgütü adına zorla çek ve senet imzalattırılarak örgüte maddi destek sağlamak suçundan ...... tarihinde yapılan tahkikat, şahsın ifadesi ve yapılan aramalar sonucu elde edilen delillerin de terör örgütüyle iltisak yahut irtibatlı olup olmadığı noktasında değerlendirilmesi gerektiği hakkında.

Karar
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun “İhaleye katılamayacak olanlar” başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasında, maddede sayılanların doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacakları kurala bağlanmış; anılan fıkranın (g) bendinde, "Terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen gerçek ve tüzel kişiler ile bu kapsamda olduğu Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından bildirilen yurt dışı bağlantılı gerçek ve tüzel kişiler" ihalelere katılamayacaklar arasında sayılmıştır. Anılan maddenin 4. fıkrasında, "Bu yasaklara rağmen ihaleye katılan istekliler ihale dışı bırakılarak geçici teminatları gelir kaydedilir. Ayrıca, bu durumun tekliflerin değerlendirmesi aşamasında tespit edilememesi nedeniyle bunlardan biri üzerine ihale yapılmışsa, teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir." kuralı yer almıştır.

4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun "Sözleşmeden önceki yasak fiil veya davranışlar nedeniyle fesih" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında, "Yüklenicinin, ihale sürecinde Kamu İhale Kanunu'na göre yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun sözleşme yapıldıktan sonra tespit edilmesi hâlinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir." kuralına yer verilmiştir.

5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun 13/A maddesinin 1. ve 6. fıkralarında, "(1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu'nun 53'üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,

a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi hâlli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması, gerekir. (...)
(6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi hâlinde, adlî sicil arşivine kaydedilir." kuralına yer verilmiştir.
Aktarılan kurallar irdelendiğinde, terör örgütlerine iltisakı yahut irtibatı olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen gerçek ve tüzel kişilerin doğrudan, dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacakları, bu yasağa rağmen ihaleye katılan isteklilerin ihale dışı bırakılacağı, anılan durumun sözleşme yapıldıktan sonra tespit edilmesi hâlinde, yüklenicinin kesin teminat ve varsa ek kesin teminatları gelir kaydedilerek sözleşmenin feshedilip, hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceği anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket ortağı ve şirket müdürü olan şahsın ...... Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin ...... tarih ve ...... sayılı kararıyla "PKK adlı yasadışı silahlı çete örgütünün sair efradı olmak, örgüte yardım ve yataklık etmek" suçlarından 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı, ...... Ağır Ceza Mahkemesi'nin ....... İş sayılı kararıyla yasaklanmış haklarının iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Öncelikle, anılan mahkûmiyet kararı ile daha sonra verilen yasaklanmış hakların iadesi kararı çerçevesinde davacı şirketin ortağı ve müdürü olan şahsın terör örgütüyle iltisaklı yahut irtibatlı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

........ tarih ve ....... sayılı Mülga Türk Ceza Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemde, suçla mücadele amacıyla bazı suçlardan hükümlü olan kişilerin, işledikleri suç nedeniyle toplum nazarındaki güven duygusunun sarsılmasından dolayı cezalarının infazından sonraki dönemde de özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belirli hakları kullanmaktan ömür boyu yoksun kalmaları benimsenmişti. Cezalandırılmanın asıl amacının, işlediği suçtan dolayı kişinin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olması dikkate alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle, suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması yönünde düzenleme yapılmıştır. 5237 sayılı Kanun'da belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkûmiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesine ilişkin düzenleme yapılmamıştır.

Ancak, 5237 sayılı Kanun dışındaki çeşitli kanunlarda süresiz hak yoksunluğu doğuran hükümlerin varlığını sürdürmesi nedeniyle karşılaşılacak sakıncaların giderilmesi, kişilerin bu kanunlarla yasaklandıkları haklarını tekrar kullanabilmelerine imkân tanınması amacıyla, 5332 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun 13/A maddesiyle, "Yasaklanmış hakların geri verilmesi" kurumu

kabul edilmiştir. Anılan maddeye göre yasaklanmış hakların geri verilebilmesinin ilk koşulu mahkûm olunan cezanın infaz edilmiş olmasıdır. İkinci koşul ise, kişinin Kanun'da belirtilen sürede yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi hâlli olarak sürdürdüğü konusunda mahkemede bir kanaat oluşmasıdır.(AYM. 14/04/2016 tarih ve 2013/5199 başvuru numaralı ve kararı)

Bu itibarla, .....Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin ....... tarih ve ..................... sayılı kararı ile cezalandırılan şahsın terör örgütüyle iltisaklı yahut irtibatlı olup olmadığının değerlendirilmesinde 5332 sayılı Kanun'un 13/A maddesiyle düzenlenen yasaklanmış hakların geri verilmesi kurumunun göz önüne alınabileceği, bununla birlikte anılan şahsın mahkûmiyet kararının tarihi ile ihale sözleşmesinin feshedildiği tarih arasında yaklaşık 30 yıl gibi uzun bir sürenin bulunduğu, yasaklanmış hakların iadesi kararı için gerekli ikinci şart olan "kişinin Kanun'da belirtilen sürede yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi hâlli olarak sürdürdüğü konusunda mahkemede bir kanaat oluşması" şartının da sağlandığının kabulü gerektiğinden, gelinen bu aşamada söz konusu Devlet Güvenlik Mahkemesi kararından hareketle adı geçen şahsın terör örgütüyle iltisaklı yahut irtibatlı olduğu kabul edilemez.

Davacı şirket ortağı ve müdürü olan şahıs hakkında PKK terör örgütü adına zorla çek ve senet imzalattırılarak örgüte maddi destek sağlamak suçundan 1996 tarihinde yapılan tahkikat, şahsın ifadesi ve yapılan aramalar sonucu elde edilen delillerin de terör örgütüyle iltisak yahut irtibatlı olup olmadığı noktasında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Öncelikle, davacı şirketin ortağı ve müdürü olan şahsın ..... yılında gerçekleştirilen tahkikat aşamasında alınan ifadesinde, ......Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin ...... tarih ve ............. sayılı kararına dayanak olan olaylardan bahsedildiği, şahsın akrabalarının terör örgütüyle olan irtibatının anlatıldığı anlaşılmaktadır. Şahsın ifadesinde geçen şahısların eniştesi, amcası ve amcasının oğlu olduğu, bizzat kendisinin terör örgütüyle irtibatına dair herhangi bir ifadeye yer verilmediği, .... yılındaki mahkûmiyet kararına konu olay dışında terör örgütüyle irtibat yahut iltisak olarak değerlendirilebilecek bir olayın da ifadede yer almadığı anlaşılmaktadır.

Temyize konu Mahkeme kararında, "....... Sulh Ceza Mahkemesi'nin .......... tarihli ....... müt sayılı arama kararına dayanılarak yapılan aramada davacı şirketin müdürü olan kişi ile aynı cerahim dosyasında işlem yapılan kişilere ait iş ve ev adreslerinde yapılan aramalarda 1 adet kaleşnikof marka tüfek, 7 adet değişik çap ve markada tabanca, 4 adet av tüfeği ile bu silahlara ait şarjörler ve bol miktarda yabancı menşeli mermi, sahte nüfus cüzdanı, oto ruhsatnameleri, pasaportlar, tapu senetleri, haklarında yasaklama kararı bulunan dergiler, PKK örgütünü övücü mahiyette teyp kaseti ile el yazması defter, imzalı imzasız, tarihli tarihsiz, alacak hanesi boş, geçmiş tarihli sahiplerine iade edilmemiş bol miktarda çek ve senetler, alacak verecekleri gösteren hesap defterlerinin elde edil(mesinin)" terör örgütüyle irtibat veya iltisak değerlendirmesinde dikkate alındığı görülmekte ise de diğer şüphelilerin ev ve iş yerlerinin aranması sonucu ele geçirilen suç unsuru olduğu iddiası olan hususların M.S.T. yönünden "suç ve cezaların şahsiliği ilkesi" çerçevesinde herhangi bir değerinin olamayacağı, kaldı ki M.S.T.'nin ev ve iş yerinde yapılan aramalarda sadece boş bir senet ile tüfek namlusu ve dipçiği bulunduğu bunun da bir başka şahsa ait olduğunun şüpheli tarafından ifade edildiği, aksine bir bilginin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Yine Mahkeme kararında "davacı şirketin ortağı ve müdürü olan M.S.T.'nin .....Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin ..... yılında vermiş olduğu mahkûmiyet kararının üzerinden geçen .... yıla rağmen terör örgütü PKK ile irtibat ve iltisakını devam ettirdiği" sonucuna varılmış ise de, ....... tarihli ..... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yazısından, gerek anılan tahkikat gerekse yukarıda değinilen mahkûmiyet kararı nedeniyle anılan şahıs hakkında herhangi bir adlî sicil veya arşiv kaydının bulunmadığı, dava dosyasına ...... İl Emniyet Müdürlüğü tarafından sunulan evraklar incelendiğinde ..... yılında yürütülen tahkikat sonucunda herhangi bir ceza davasının da açılmadığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda açıklanan maddi ve hukukî duruma göre dava konusu ..... tarihli işlemden .... ile ..... yıl öncesine ait, bilgi ve belgeler esas alınarak davacı şirket ortaklarından M.S.T'nin terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatlı olduğu değerlendirilemeyeceği gibi aradan geçen zamanda terör örgütleriyle irtibat veya iltisakını ortaya koyan somut herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

WhatsApp üzerinden bize ulaşarak destek alabilirsiniz! Size yardımcı olmak için bekliyorum.